Yemek Sanatı
11.01.2022 67141
40 yıllık unutulmaz lezzet: Türk kahvesinin tarihi
Türk kahvesi, Türkler tarafından keşfedilen kahve hazırlama ve pişirme yönteminin adıdır. Tadı, kokusu, köpüğü, pişirilmesi ve servis edilmesiyle eşsiz bir mirasa sahiptir. Telvesi olan tek kahve türü Türk kahvesidir. Ancak bu geleneksel lezzetin hikâyesini anlamak için önce tarihine bakmamız gerekiyor. Dilerseniz kültürümüzde çok önemli bir yere sahip olan Türk kahvesinin hikâyesine bir göz atalım.
TÜRK KAHVESİNİN TARİHİ
Türk kültüründe çok önemli bir yere sahip olan Türk kahvesi, Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalan en eski kahve pişirme yöntemidir. Kahvenin 14. yüzyılın başlarında Habeşistan üzerinden dünyaya yayıldığı, Güney Habeşistan'ın Kafka bölgesinden geldiği söylenmektedir.
Türk kahvesinin tarihi kökeninin 10. yüzyılda yaşamış Arap hekim Rhazes'e kadar dayandığı söylenirken, kullanımı MS'e kadar uzanmaktadır. 575 yılına kadar uzanmaktadır. Ayrıca Arap Yarımadası'ndan gelen kahve meyveleri demlenerek Türk kahvesi yapılır. Bu hazırlama ve pişirme yönteminden dolayı gerçek kahvenin kendine has bir tat ve aromaya sahip olma imkânı vardır.
Memlûk Serkeşlerinden Sadrazam Özdemiroğlu Osman Paşa'nın babası Yemen Osmanlı Devleti'nin Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kalarak İstanbul'a kahve getirmiş ve yeni hazırlama yöntemleri sayesinde fıçı ve cezvelerle gelip cezvelere doldurmuştur. Bugünkü adıyla Türk kahvesi. Böylece kahvehanelerin Tahtakale'den başlayarak kente yayılması için halk arasında bir emsal oluşturmuştur. İçecek daha önce Arap Yarımadası'nda kahve meyvelerinin demlenmesiyle elde edilmişti ve orijinal tat yeni bir hazırlama yöntemiyle elde edildi.
Sizi şaşırtacak bir sonraki bilgiye hazır olun, çünkü Avrupa kahveyle Türkler sayesinde tanışıyor! Uzun yıllar Avrupalılar kahveyi Türk kahvesi olarak hazırlamış ve tüketmiştir.
TÜRKLER KAHVEYLE BULUŞTURMA SÜRECİ
Bir Türk'le kahve içerken tanışma süreci hakkında iki farklı söylenti var. Birincisi kahvenin 1554 yılında iki Suriyeli girişimci tarafından İstanbul'a getirilmesi, ikincisi ise Yavuz Sultan Selim döneminde Yemen valisi Özdemir Paşa'nın kahve çekirdeklerini İstanbul'a getirmesidir. Onun sayesinde sarayın kahveyle tanıştığına inanılıyor. Baş barışta bir saray örgütü tarafından ele geçirildikten sonra kahveye ilgi arttı.
Venediklilerin İstanbul'a gelmesiyle kahve 1615'te Venedik'e ulaştı. Böylece Avrupa'nın en popüler içeceklerinden biri haline geldi. Venedik'teki ilk kahve dükkânı 1645'te, Paris'te ise sadece 1643'te açıldı. 1651'de Londra kafelerle tanıştı.
TÜRK KAHVESİ ÇEKİRDEĞİ NEREDEN GELİYOR?
Türk kahvesinin çekirdeği Brezilya'dan geliyor. İthal edilen çekirdekler Türkiye'de öğütüldükten sonra paketlenmektedir. Yemen kaynaklı kahvenin Türkiye'deki ünü dünyaya yayılırken Yemen'de üretimin düştüğü söyleniyor. 17. yüzyılın sonunda, iklimi kahve ekimi için elverişli olan Brezilya, Küba, Jamaika ve Kolombiya üretime başladı. Türkler Brezilya'da kahvenin damak zevkine uygun olduğunu bu şekilde bulmuşlar. 18. yüzyıldan itibaren Türklerin kahveyi Brezilya'dan aldıkları bilinmektedir.
TÜRK KAHVESİNİN ÖĞÜTÜLME SERÜVENİ
Türk kahvesi öğütme işlemi de oldukça titizdir. Orta Amerika ve Brezilya'dan gelen Türk kahvesinin kaliteli Arap kahve çekirdekleri ile harmanlanarak en iyi şekilde kömür ateşinde yavaş yavaş kavrulduğunu, çok ince öğütüldüğünü vurgulamak gerekir. İki çay kaşığı kahve cezve ile istenilen miktarda su ve şeker ilave edilerek piştikten sonra fincana kahve eklenir. Küçük bardaklarda servis edilir. İçmeden önce kahve telvesinin bir süre dibe çökmesine izin verin. Su kahve bittikten sonra değil, başlamadan önce içilmelidir.
TÜRK KAHVESİNİN LEZZET ANALİZİ
Hafif kavrulmuş Türk kahvesinde 50, orta kavrulmuş kahvede 59, yoğun kavrulmuş kahvede 65 farklı tat ve aroma vardır. Ayrıca hafif kavrulmuş kahvede tatlı, ekşi ve meyvemsi özellikler bulunurken, orta kavrulmuş kahvede odunsu, baharatlı, tütün ve meyvemsi özellikler görülmektedir. Ağır kavrulmuş bir kahvenin acı, odunsu, topraksı bir tadı ve aroması vardır.